AB Süreci ve Türkçe
Emlak Fiyatı

Türkiye, 1964 yılında imzalanan Ankara Anlaşması ile birlikte Avrupa Birliği’ne üye olma sürecini başlatmıştır. 50 yılı aşkın süredir stratejik bir hedef olarak görülen AB üyeliği, Türkiye’nin dış ticaret politikasında çok değerli bir konudur. 1964’ten başlayarak yarım yüzyıldan fazla bir süre içinde Türkiye, AB üyeliği yolunda birçok adım attı. Ancak, yabancıların Türkiye’ye yatırım yapmaya AB müzakereleri nedeniyle değil, Türkiye’nin başarılı ekonomik genişlemesi ve istikrarlı büyümesi nedeniyle ilgi duyduğunu belirtmek önemlidir. Dolayısıyla Türkiye AB’ye girmeyi başaramasa bile bu, buraya gelen yabancı yatırımcı sayısını etkilemeyecektir. Türkiye’nin ekonomik genişlemesi her geçen gün daha iyi büyüdükçe, Türkiye’nin AB’ye katılması daha az önemli hale geliyor.

Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde ekonomik ve hukuki kalkınmanın sağlanması mümkün olurken, yabancılar daha geniş yatırım fırsatlarından yararlanmıştır. Bu anlamda Türkiye’de gayrimenkul fiyatlarında çok ciddi artışlar gözlemlendi. Türkiye’ye yatırım yaparak yükselen fiyatlardan orta ve uzun vadede karlılık yakalayabilirsiniz.

Türkiye, AB üyeliği konusunda başarılı bir şekilde çalışmış olmasına rağmen, henüz Schengen Bölgesi’ne dahil edilmemiştir. Ancak Türkiye’deki birçok cazibe merkezi AB sınırları içinde bulunan şehirlerden daha fazla yatırım alıyor. Türkiye’de yatırım yapmak istediğinizde ilk gelen şehir İstanbul’dur.

Türkiye’de gayrimenkul satın alan yabancılar genellikle 2 ana kategoriden gelmektedir. İlk kategori, burada ikamet eden veya tatil evi olan mülk satın alan kişiler ve ikincisi ise yatırım için mülk satın alan kişilerdir. Birinci kategorideki yabancılar genellikle İngiltere, Almanya, İskandinav ülkeleri ve Rusya gibi Avrupa ülkelerinden ve Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan gibi Ortadoğu ülkelerinden gelmektedir. Bu ülkelerden bireyler Antalya, Fethiye, Bodrum gibi bölgelerden ve diğer sahil bölgelerinden kalıcı konutlar satın almakta ve uygun fiyatlı tatil evlerine sahip olmanın keyfini çıkarmaktadır. Bazıları da ülkede ikamet etmek için Türkiye’nin en büyük ülkesi olan İstanbul’u seçiyor. İkinci kategori için ise yabancılar genellikle ABD, Rusya, Orta Doğu, Avrupa ve Çin’den farklı ülkelerden geliyor ve yatırım amaçlı gayrimenkul seçiyor. Bu yatırımcılar, yatırımlarından en fazla kârı elde etmek için genellikle İstanbul, Ankara, Bursa gibi büyük şehirleri tercih etmektedirler.

Türkiye’nin ekonomik genişlemesi ve yabancı yatırımcıların paralarını kısıtlama olmaksızın Türkiye’ye girip çıkarabilecekleri kolay yatırım çerçevesi nedeniyle. Yabancılar Türkiye’nin her yerine yatırım yapsa da, yatırımcı sayısının en fazla olduğu şehir İstanbul’dur. İstanbul, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış çok değerli bir şehir olmasının yanı sıra modern yaşamın da merkezlerinden biridir. Bu bağlamda İstanbul’un tercihi yabancı yatırımcılar için oldukça değerli. İstanbul’un yanı sıra Ankara, İzmir, Antalya, Bursa gibi şehirlerdeki yatırım fırsatlarından da bahsetmek gerekiyor.

Türkiye, hem Avrupa hem de Asya yakasındaki coğrafi konumu nedeniyle bir geçiş ülkesi olarak kabul edilmektedir. Ülkenin sosyal ve kültürel zenginliğini bir arada değerlendirdiğinizde Türkiye’yi Doğu ya da Batı ülkesi olarak değerlendirmek mümkün değil. Türkiye, Güney Avrupa ile kolaylıkla özdeşleştirilebilir, ancak aynı zamanda Ortadoğu ile de özdeşleştirilebilir. Dolayısıyla Türkiye’yi sosyal, kültürel ve ırksal olarak her şeye sahip olduğu için tek bir alanla özdeşleştirmek kolay değil. Özellikle yatırım fırsatları değerlendirildiğinde Türkiye’de yatırımcıları çok değerli fırsatlar beklemektedir. Türkiye’nin ne Doğu ne de Batı ülkesi olmadığını ifade etmek gerekir.

    [b24_trace]